Sizlere bu yazımızda, et ürünlerinde kullanılan katkı maddeleri, sucukta
kullanılan katkı maddeleri, salamda kullanılan katkı maddeleri ve et
ürünlerinde kullanılan zararlı katkı maddeleri hakkında bilgi vermeye
çalışacağız.
İşlenmiş et ürünlerinde bulunan zararlı katkı maddelerini tükettiğinizde;
kanser olabilir, hafıza kaybına uğrayabilir ve beyninizde hasar meydana
gelebilir!
Bunun nedeni sucuk, salam, sosis ve pastırma gibi et ürünlerinde
kullanılan zararlı katkı maddeleri. Bunlardan en çok kullanılan 3 adetini
sizinle paylaşacağız.
Sodyum Nitrit (E250), Sodyum Sülfit (E221) ve MSG (Monosodyum
Glutamat) (E621)

SODYUM NİTRİT (E250)
Markete gittiğiniz zaman elinize herhangi bir firmanın sucuğunu, salamı,
sosisini vb. elinize alın ve koruyucu katkı maddesinin yanından ne yazdığına
bakın. Neredeyse hepsine E250 yazdığını göreceksiniz. Bu katkı maddesi Sodyum
Nitrittir.
Peki sodyum nitritin zararları nedir?
Sodyum nitrit protein bakımından zengin olan et gibi gıdalarda
aminoasitlerle kombine olarak nitrosaminleri oluşturur ve bu amin bileşenleri
kanseri tetikleyicidir. Bu yüzden sodyum nitrit içeren gıdalardan uzak durmak
gerekir.
Yapılan bir araştırmada işlenmiş et ürünleri tüketimi sonucunda
pankreatik kanser oluşumu %67 artış göstermiştir. 7 yıl ve 200.000 erkek ve
kadın üzerinde yapılan araştırmada bu sonucu ortaya koymuştur.
Neredeyse tüm et ürünlerinde sodyum nitrit katkı maddesi
kullanılmaktadır. Bu katkı maddesi kanser hücrelerinin oluşumunu ve artmasını
hızlandıran nitrosaminleri oluşturur. Bizler et ürünleri ile birlikte sodyum nitrit
aldığımızda vücudumuzda nitrosaminler oluşabilir ve kolon kanseri, pankreas
kanseri gibi çeşitli kanserlere maruz kalabiliriz.
İşlenmiş et ürünlerini tüketimi kanser dışında lösemi hastalığında da
artışa neden olabilmektedir. İşlenmiş et ürünlerinin tüketimine bağlı olarak
lösemi de %700 artış gözlenmiştir.
Bunun dışında sodyum nitritli ürünlerin tüketilmesi, baş dönmesine, baş ağrısına,
nefes alma zorluğuna ve potansiyel kanser riskine neden olabilir. Çocukların yiyeceklerinde
kullanılmamalıdır.
Özellikle hamile anneler, bebeklerde
oluşabilecek beyin tümörlerinin çok yüksek derecedeki riskinden dolayı sodyum
nitritli ürünleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Anne-babalar da
çocuklarının beslenmelerinde sodyum nitritli ürünlerden ve bu ürünlerle
yapılmış tost ve pizza gibi gıda maddelerinden şiddetle uzak durmalıdırlar. "SODYUM NİTRİT; CENİN, BEBEK VE ÇOCUKLAR
İÇİN TEHLİKELİDİR."
Şu anda pek çok okul kantininde, hastanede,
kafeteryalarda, fast-foodlarda ve yemek fabrikalarında binlerce menüde sodyum
nitritli gıda ürünleri insanlara sunulmaya devam ediliyor. İşlenmiş et
ürünlerinin büyük miktarlarda tüketildiği pek çok toplumda kanser oranı süratli
bir patlama göstermektedir.
Şimdilerde bazı ülkelerde, bazı firmalar
nitritsiz, nitratsız etiketi ile sağlıklı alternatifler sunmaya başlamışlardır,
ancak bu ürünlerin sadece sağlık ürünleri satan mağazalarda ve organik ürünler
satan marketlerde satılıyor olmaları tüketicilerin, bu ürünlere ulaşmasını
güçleştirmektedir. Ülkemizde bu sürecin gelişmesi için öncelikle bizlerin
nitritsiz ürün talep etmemiz gerekmektedir. Pazar bu şekilde gelişecektir.
E621 MONOSODYUM GLUTOMAT (MSG)
Monosodium Glutamate E621
olarak bilinen bir katkı maddesidir. Ancak aynı zamanda hidrolizlenmiş protein
formasyonunda da bulunabilir. Bu formasyonda gıda maddelerine eklendiği zaman monosodium glutomatın mevcudiyetini
belirtmeye ihtiyaç yoktur.
MSG, hazır çorbalar, salata sosları,
sucuk, salam, sosisler, tütsülenmiş balık, patates cipsleri gibi pekçok
paketlenmiş gıda maddelerinde lezzet artırıcı olarak kullanılmaktadır.
Yakın zamandaki araştırmalar
göstermiştir ki, çok miktarda monosodyum
glutamatın neden olduğu aşırı beyin reseptör hücre aktivasyonu, hücreleri
öldürebilmektedir. Bu ise ilave olarak akla getirmistir ki, bu fazla glutamat,
Alzaymer, Perkinson ve Huntingdon gibi sinir dejenerasyonu hastalıklarında bir
parça rol oynayabilir. Ancak gıdalarla alınan glutamatların bu hastalıklarda
bir parça payının bulunması hususu henüz tartışılmaktadır. Ancak tartışılıyor
olması dahi sağlığımız açısından bu katkı maddesinden uzak durmamızı
gerektirmelidir. Bilhassa çocuk gıdalarında asla kullanılmamalıdır!
Bir yazar ve sinir hastalıkları uzmanı
olan Dr. Russell Blaylock'a göre; ani kalp ölümleri ile (özellikle sporcularda)
ve MSG ve yapay tatlandırıcılar gibi katkı maddelerin sebep olduğu excitotoxic
hasarlar arasında bir bağ bulunmaktadır. Excitotoxinler bir gurup heyecan
artırıcı amino asitlerdir ki, bunlar hassas sinir hücrelerinin ölümüne sebep
olabilir.
Pekçok tüketici de MSG nin hastalık
yapıcı etkisini bizzat yaşamışlardır. MSG içeren gıdaları yedikten sonra ortaya
çıkan bu rahatsızlıklar, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusmadır. Birçok üründe
MSG kullanımı maalesef gizli yapılmakta etikette gösterilmemektedir. Eğer
güvenli bir katkı maddesi ise üreticiler neden gizlemeyi tercih ederler?
Türkiye'de ise bu madde çok yaygın
olarak kullanımdadır; mesela hepimizin gözleri kapalı olarak kullandığı meşhur
TUZOT, Knor Çesni vs.gibi sözde tuzların ana maddesi MSG'dir. Bu burada
bitmiyor sadece başlıyor. Bundan sonra marketten alışveriş yaparken lütfen
alacağınız hazır çorbalara, patates cipslerine, mısır cipslerine, salam, sucuk,
sosis, pastırma ve hazır bütün soslara, tüketilmeye hazır donmuş donmamış bütün
yiyeceklere, kısacası bütün ambalajlı gıda maddelerine bakınız. Eğer yalan
yazmadılarsa %95 'inde bu maddeyi bulacaksınız.
Bu maddenin bir de örtülü, gizli adı
vardır. Nispeten bilgili tüketicileri atlatmak icin; Lezzet arttırıcı, kıvam
arttırıcı, doğala özdeş aroma, E 621, vb. isimlerle gizlerler. Daha korkuncunu
söylememiz gerekirse bu madde çocuk mamalarında ve organik ve diyet denilen
ürünlerde de kullanılabiliniyor.
SODYUM SÜLFİT (E221)
Gıda maddelerinde ve ilaçlarda renk ve
kıvam koruyucu, bozulmayı önleyici ve renk ağartıcı gibi maksatlarla kullanılan
bir katkı maddesidir. Meşrubat, kurutulmuş meyve, bisküvi, salam, sosis, sucuk
ve kurutulmuş-tuzlanmış balık ürünlerinde katkı maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Ülkemizde bu konuda araştırmalar yapmış,
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim
Üyelerinden Yard.Doç.Dr. Vural Küçükatay araştırma sonuçlarını şu şekilde
özetlemektedir.
"Deney hayvanları üzerinde yaptığım
araştırmada sodyum sülfitin beyin fonksiyonlarını etkilediği yönünde bulgular
elde ettim."
Sodyum sülfitin besin ve ilaç yolu ile alınması halinde öğrenme ve hafıza bozukluğu
başta olmak üzere beyin fonksiyonlarına zarar verdiğini tespit ettim. Sürekli
tüketime bağlı olarak bu zararın daha da büyük boyutlara çıkması
kaçınılmazdır."
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma
Grubu HACSG'nin notunda ise:
"Astmatik yapıdaki insanlarda alerjik
reaksiyonlara neden olabilir. Sodyum sülfitli ürünlerden kaçınılması tavsiye
edilir."
ABD'de bu katkı maddesinin kullanıldığı
ürünlerin etiketinde miktarının yazılması yasal zorunluluk olduğu halde
ülkemizde etiket üzerinde miktar belirtilmemektedir. Bu da tüketiciye
verebileceği zararın bilinmesini engellemektedir.
Sodyum nitritli ürünler için yaptığımız
ikazı, Sodyum sülfitli ürünler için
de yapabiliriz.
Bilhassa bebek bekleyen anneler,
bebeklerde oluşabilecek beyin tahribatının çok yüksek derecedeki riskinden
dolayı sodyum sülfitli ürünleri tüketmekten şiddetle kaçınmalıdır. Anne-babalar
da çocuklarının beslenmelerinde sodyum sülfitli ürünlerden ve bu ürünlerle
yapılmış tost ve pizza gibi gıda maddelerinden şiddetle uzak durmalıdırlar. "SODYUM SÜLFİT; ÖZELLİKLE, CENİN; BEBEK
VE ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİDİR."
Sodyum Sülfit, Sodyum Nitrit ve MSG İçermeyen Et
Ürünlerine Ulaşmak İçin Buraya
yada aşağıdaki ilgili ürünlerin resimlerine tıklayabilirsiniz.